Ekmekle İlgili Herşey
Makaleler
Duyurular
Röportajlar
Haberler
Diğer
Bayat Ekmek Yemekleri
" "
Türkiye'de unun merkezi; POLATLI

Türkiye'de unun merkezi; POLATLI

T.E.S.İ.S : Ülkemizdeki tüm sektörlerde olduğu gibi un sektörünün de sorunları bulunmaktadır. Bu sorunlar ile mevcut durum hakkında bilgi verir misiniz?

Un sektörünün içerisinde faaliyet gösteren firmaların büyük çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletme konumunda olmalarından dolayı,  düşük kapasite ile çalışmaktadırlar.  Ölçek ekonomisinin getireceği  avantajlar, dezavantaja dönüşmektedir.  Sektör içerisinde fazla firma olması, rekabeti hızlandırmakta ve kar marjlarını düşürmektedir. Bununla birlikte, işçilik, ulaşım, pazarlama ve enerji fiyatları  da, kar marjlarının düşmesinde en önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde her sektörde olduğu gibi, un sektörünün de en önemli sorunlarından biri kalifiye eleman sıkıntısıdır.

Esasen ülkemizdeki en büyük sorunlardan bir tanesi de kaliteli buğday üretiminin yeterli olmamasıdır. Bu durum zaman zaman sektöre ürünün sevkiyatı konusunda ciddi maliyetler yüklemektedir. Un sanayicisinin faaliyet gösterdiği bölgelerde kaliteli ürünün az olması, Un sanayicisini hammadde temininde diğer bölgelerden nakliye farkı ödeyerek temin etmek zorunda bırakmaktadır. Ülkemizde tüm sevkiyatların kara yolu ile yapıldığı düşünülürse, bir çuvalda 3,00-5,00 TL.sı arasında  nakliye maliyetlerine katlanmak zorunda kalmaktadır.

 

T.E.S.İ.S : Un sektörünün ve dolayısı ile de ekmeğin temel hammaddesi olan buğdayın fiyatları üzerinde yapılan tartışmalar sizleri ne şekilde etkilemektedir?

Ülkemizde buğday konusunda en büyük alıcı T.M.O.dir. T.M.O., buğday fiyatı konusunda piyasada oluşan yada oluşabilecek spekülatif hareketler olduğunda, müdahale ederek, piyasada görevi gereği denge sağlamaktadır. Bunu da, stoklarında bulunan buğdayları un sanayisinin kullanımına sunmak için belirlediği şartlar dahilinde satışını gerçekleştirmektedir. 

Ancak, T.M.O.uygulamalarından beklentimiz, tüm ülke genelinde müdahale alımı yaparak, üreticilerden direkt hububat  alımı yerine, Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas  Borsası enstrümanlarını kullanarak, müdahale sistemini değiştirmelidir. T.M.O.buğday piyasalarına müdahale ederken, düşük fiyatların olduğu bölgelerde, direkt alımlarla ve ürün senedi satın alarak, fiyatların yüksek seyrettiği piyasalarda ise stoklarındaki buğday ve ürün senetlerini satarak piyasa dengesini sağlamalıdır. Bu durum, lisanslı depoculuğun gelişmesini desteklerken, ürünlerin, Lisanslı depolarda T.S.E.standartlarına göre kalite ve sınıflandırmasının yapılarak depolanmasıyla, T.M.O.’nin gereksiz maliyetlere katlanmasını önleyecektir. Bugün hedeflenen sisteminde bu yönde olması gerekmektedir.

Bugün itibariyle Polatlı Ticaret Borsası’nda oluşan fiyatlara baktığımızda ekmeklik buğday ortalama fiyatının 0,900 – 0,950 TL.sı arasında olması, un fiyatlarına etkisini göstermiş ve dolayısıyla ekmek fiyatlarına da yansımıştır. Şuan Anadolu’da tarımsal bir kuraklık yaşanmaktadır. Mart ayı sonunda kadar bu durumun devam etmesi halinde, hasat döneminde büyük bir rekolte düşüklüğü yaşanacağı gözlenmektedir. Bu durumun yaratacağı olumsuz etkinin azaltılması yönünde gerekli tedbirlerin alınması sektör için önemli olacaktır.

 

T.E.S.İ.S : Bilindiği gibi Türk halkının nezdinde “Un” deyince aklına ilk gelen ekmektir. Un sektöründe olan bir kişi olarak dolayısıyla da ekmek konusunda da iş yaşamıyla iç içesiniz. Ekmek sektörünün durumu ve sıkıntıları hakkında görüşleriniz nelerdir?

Her sektörde olduğu gibi ekmek sektöründe de firma sayısının kapasitenin çok üstünde olduğu görülmektedir. Büyük şehirlerimizde halk fırınları tarafından yüksek kapasitede ekmek üretimi yapılması ve şehrin her yerinde satış noktasının olması, piyasada haksız rekabete yol açtığı görülmektedir. Belediyeler, kamu kurumu olması dolayısıyla, satışlarında kar düşünmemekte ve yüksek miktarda üretim gerçekleştirmesinden  dolayı maliyetleri düşmektedir. Günlük ortalama 1 – 1,5 milyon adet ekmek üretmek suretiyle, piyasalarda önemli yere sahiptirler. Ayrıca, Sosyal yardımlaşma ve dayanışma projeleri kapsamında, belediyelerin öncülüğünde havuz oluşturulması,  il ve ilçelerde faaliyet gösteren fırınların, belirlenecek adetler üzerinden sisteme dahil edilmesiyle, ihtiyaç sahiplerine ulaşılması temennimizdir.

Elbette Belediyeler için, yoksul ve ihtiyaç sahiplerinin tespitini yapmak ve bu kişilerin ihtiyacı olan ekmeği dağıtmak sosyal bir sorumluluktur. Ancak bunu tüm şehre ucuz ekmek satarak değil de, ihtiyaç sahiplerine bedelsiz olarak dağıtımının yapılmasıyla sağlanmalıdır. Ekmek üretimi yerine bu üretimin fırıncılar aracılığıyla yapılması ve hatta sektör içerisinde bulunan fırıncı esnafın bu konuda katkı vermesinin sağlanmasıyla, hedef kitleye ulaşılarak “Askıda Ekmek” projesine de destek olunacaktır. Bu noktada belediyelerin ekmek üreterek kendi esnafına rakip olmak yerine,  esnafına bu sayede destek olması en büyük temennimizdir. 

Ekonomik sıkıntı çeken fırıncı esnafı, ayrıca, bayilerine çok yüksek oranlarda kar ve ondalık vermektedirler. Bayii ve bakkallarda,  1,00 TL.sına satılan ekmek, 55-60 kuruşa bayii ve bakkallara teslim edilmekte ve % 40 gibi bir kar oranı ile satışını gerçekleştirmektedirler. Böyle bir kar oranına dünyanın hiçbir yerinde rastlamak mümkün değildir. Öte tarafta, Türkiye Ekmekçiler Federasyonun, fırıncılar ve ekmek sanayicileri için, fiyat narhı yapmadan bu sorunun çözülmesi mümkün değildir.  Federasyon tarafından ondalıklarla ilgili bir yaptırım gücü olmalı ve bu konuda yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Belirlenecek ondalıklarda % 15- 20 arasında olması tedbir olarak yararlı olacaktır.

Yerel yönetimlerin, büyük marketlere fırıncılık ruhsatı vermesiyle ve marketlerin promosyon adı altında ekmek satması, fırıncı esnafına karşı yapılan bir haksızlık olarak değerlendirmekteyim.

 

T.E.S.İ.S : Son dönemde klasik Türk ekmeğinden yani “Beyaz Ekmek” kadar vitaminli ekmeklerde konuşulmaktır. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Bir çok alanda olduğu gibi, ekmek üretimi ile ilgili de  AR-GE çalışmaları yapılmaktadır.  Gerek ekmeğin üretimi gerekse de insan sağlığı açısından yapılan bilimsel araştırmalar, son yıllarda ön plana çıkmakta ve ekmek her dönem gündemde kalmaktadır. Üzerinde durulması gereken konu, insan sağlığı açısından üretilen ekmeğin önemli olmasıdır.  Ana hammaddesi buğday olan, katkı maddesiz ekmek üretimi teşvik edilmelidir. Her gün soframızda yediğimiz, olmazsa olmaz dediğimiz ve özellikle dar gelirli insanların ana besin kaynağı olan ekmeğin üretiminde dikkat edilmelidir.

Sağlık açısından önem taşıyan tam buğday ekmeği, çavdar, yulaf, kepekli ekmek çeşitlerinin faydaları ve tüketiminin teşviği konusunda, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca çıkarılan tebliğler bunun  bir göstergesidir. Bu konuda, Bakanlığın uygulamalarını desteklediğimizi belirtmek istiyorum. Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere, gelişmiş ülkelerde çok çeşitli ekmekler üretilmektedir. Sadece halk tipi ekmeğe narh fiyatı uygulanmalı, çeşitlendirilmiş ve lüks ekmek fiyatlarının serbest bırakılması, sektör açısından önemli olacak ve katkı sağlayacaktır. Ancak, Bakanlık tarafından denetimlerinin sürekliliğinin sağlanması önemsediğimiz bir husustur.

 

T.E.S.İ.S : Ülke genelinde yaygınlaşan ve Türk örf, adet ve geleneklerine göre dayanışmayı da ön plana çıkartan “Askıda Ekmek” projesi hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı, bir toplumu oluşturan fertlerin ve grupların toplumun bütünlüğünü korumak ve devamını sağlamak amacıyla birbirlerine karşı yaptıkları her türlü maddi ve manevi yardımları içinde barındırması olarak değerlendirebiliriz.

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma, toplumların ana özelliklerini gösteren en önemli unsurların başında gelmektedir. Bu, toplumların kendi içinde oluşturdukları kültür değerleri ile ilgilidir.

Türk toplumunda, Sosyal yardımlaşma ve dayanışma, yüzyıllardan beri devam etmekte,  hayat tarzı ve yaşam biçimi olarak benimsenerek, örf, adet ve geleneğimiz halini almış, bugünde varlığını en güzel örnekleri ile sürdürmektedir. Toplumda iç içe yaşadığımız, yoksul ve ihtiyaç sahiplerine gereken yardım elini uzatmak, bir vatandaş olarak, bizlere düşen en büyük görevdir. Bu yardımlar kimi zaman bireysel kimi zamanda bir kurum, dernek ya da vakıf aracılığıyla ilgili kişilere ulaştırılmaktadır.

Ülkemizde de, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmanın en güzel örneklerinden biri de “Askıda Ekmek” projesidir. Askıda Ekmek projesi ile ilgili çeşitli kampanyalar yapılarak, hedef kitleye ulaşılması amaçlanmıştır.  Bu konuda da, hassas ve duyarlı vatandaşlarımız konuya büyük ilgili göstererek, yoksul ve ihtiyaç sahiplerine yalnız olmadıkları mesajını vermişlerdir.

İnancımız gereği de, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayrı bir önem taşımakta ve teşvik edilmektedir. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma konusunda, “Zekat ve Fitre”yi en güzel örnekler olarak söyleyebiliriz.

Tüm hakları saklıdır @2013 Türkiye Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası