Ekmekle İlgili Herşey
Makaleler
Duyurular
Röportajlar
Haberler
Diğer
Bayat Ekmek Yemekleri
" "
İşte Ekmek İsrafının Acı Reçetesi...

İşte Ekmek İsrafının Acı Reçetesi...

 

Türkiye son bir yıldır ekmek israfına kilitlendi. TMO’nun başlattığı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da açılışını yaptığı ‘Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası’, bu konuda adeta bir milat oldu. Gerek bizler gerekse de meslek odaları ve federasyonların bas bas bağırdığı ‘ekmek israfı’ konusu artık Türkiye’nin gündeminde iyiden iyiye yerleşti.

Şimdi burada, ekmek israfının boyutlarını ve faturasını uzun uzun anlatıp tekrar tekrar konuyu irdelemek istemiyorum.. Ben esasen şuna dikkat çekmek istiyorum:

O kadar bürokrat, bilim adamı ve konunun muhatabı insan çıktı açıklama yaptı israf konusunda. İsrafın neden yaşandığını anlatıp durdular, bir Allah’ın kulu da, kamuoyunun israfa dikkat kesildiği şu son bir yıldır  çıkıp demedi ki;

“Kardeşim, israfın temeli fırıncının yaşadığı sorundur. Bu ülkede fırın enflasyonunun önüne geçilmedikçe, rekabet önlenmedikçe, bakkaldan iade alınma olayı kalkmadıkça, Pazar yerleri ve cami önlerinde ki ekmeklerin satışı önlenmedikçe  ve ekmek değerinde satılmadıkça israfın önüne geçilemez.”

İsrafın bence en temel iki nedeni var. Birincisi  fırınların ihtiyaçtan fazla ekmek üretmesi, ikincisi  ise bakkallardan ekmek iade alınması.. Temelde bu sebepler yatar ama bunun da temelinde başka sebepler yer almaktadır.….

Birinci unsur aslında konunun imalat kısmında yer alan bölümlerdir.

Ekmeğin üretim maliyeti bellidir. O maliyetin altına üretim yapıp, değerinin altında bir fiyatla da satamazsınız. Satarsanız da cepten ödersiniz bunun bedelini.

Toplumda bir algı vardır. Bir ekmeğin bedeli bir gazetenin ve bir dolmuş ücretinin bedeline paralel olmalıdır. Geçmişte yaptığımız bu hesaba göre şu anda ekmeğin bedelini hesaplar isek ekmeğin en az 1 lira 25 kruş olması gerekmektedir.

Ekmek fiyatlarının dibe vurduğu, 60-70 kuruşa ekmek satılan illeri bir kenara bırakıyorum. Oradaki sektöre benim bile aklım ermiyor. Size, ekmeğin 80-90 kuruşa satıldığı illerden örnek vererek, neden israfın temelinde rekabetin yattığını anlatmaya çalışayım.

Normal şartlarda, 3-5 bin ekmek üreten bir fırının üretim miktarı baz alındığında, ekmeğin birim maliyeti 65-69 kuruş arasında değişmektedir.  Bir  ekmeğin satış fiyatı tezgahta 80 kuruş iken, bayi satış fiyatı kesinlikle 90 kuruşu geçmez. Yani bir fırıncının ekmek başına kazancı tezgahta 10-15 kuruş, bayide 5-7 kuruş arasıdır. Zaten ekmekte maliyet hesaplanırken üreticinin yani fırıncının kar payı % 13, bayiinin yani bakkalların kar payı ise % 20 olarak hesaplanır. Bu fiyatlar yüzünden, bir zamanlar toplum içinde herkesin parmakla gösterdiği fırıncı, artık evine ekmek götüremez hale gelmiştir.

Mevcut durum ve normal kapasitede para kazanamayan fırıncı, ekmek ucuz olduğu için bir taneye ihtiyacı olduğu halde, “Verdiğim para mı ki, ekmeksiz kalacağıma fazla ekmek alırım, kimse yemezse çöpe gitsin” mantığıyla fazla ekmek alan tüketiciye de güvenerek, ‘Bari sürümden kazanayım” düşüncesiyle yükleniyor üretime, yükleniyor üretime. E, adam haklı. Para kazanamıyor çünkü.

Hal böyle olunca da, ihtiyaç fazlası ekmek ya bayide ya tezgâhta elde kalıyor, ya da tüketici çok fazla aldığı için, artan ekmeği çöpe atıyor.

 

Tabii ki bir diğer konuda ;   “Bakkal iadesi.”

Yapılan araştırmalar, fırınlarda üretilen ekmeklerin yüzde 10-20 arası bir oranda iade olarak geri geldiğini ortaya koyuyor. Zaten kar oranı çok yüksek olmayan hatta rekabet döneminde zararına satış yapan fırıncılar, iade ekmeklerden de büyük darbe yiyor.

Fırıncılara göre iadenin nedeni bakkal ve bayilerin hesapsız alışverişi. Bakkallar potansiyelin üzerinde ekmek sipariş veriyorlar. Çünkü fırıncının iade alacağını biliyor. Fırıncı iadeye tepki gösterdiğinde ise başka fırından alışveriş yapmakla tehdit ediyorlar. Bu arada Bakkallar ayrıca konu ile ilgili olarak kendi hatalarından ziyade fırıncıyı suçlayarak; “Fırıncılar sürümden kazanma mantığıyla bize satacağımızdan fazla ekmek gönderiyorlar. Bu durum bizi de sıkıntıya sokuyor” diyorlar.

Peki  her iki konuda da çözüm ne?;

Çözüm kolay ama ne derecede uygulanır bilemem. İşin tek cümlelik özetiyle başlayıp sonra detaya girmek istiyorum. Uzun lafın kısası şu;

“Fırıncıya para kazandıracaksın ki ülkemizde ekmek israfı olmasın ve hijyen üretim yapılabilsin.”

Dilerseniz kademe kademe alınması gereken önlemleri sıralayalım;

İmalattaki  önlem ;

Fırın sayısını ihtiyaca göre belirleyecek, eğer fırın fazlalığı varsa ikinci bir ihtiyaca kadar o bölgeye fırın açtırmayacaksın. Böylece fırıncı da tam kapasitesinde çalışacak.

Ekmek fiyatlarını normal seviyeye çekeceksin. Yani bir başka ifadeyle, ekmek  gerçek ve de olması gereken değerini bulacak. Kimse ekmeğe, “Nasıl olsa ucuza alıyorum, artsa ne olacak. Olmadı çöpe gider” muamelesi yapamayacak.

Satıştaki önlem ;

Fırıncılar aralarında anlaşsın, ekmek iade almasın. O zaman bakkal ve bayiler satamayacakları kadar ekmek talep edemezler. Bilirler ki artan ekmek onlar için zarar yazacak..

Rekabet önlemi;

Fırıncılar arasındaki rekabeti bitireceksin.. Bu rekabet biterse zaten ekmek de normal değerini bulur. O zaman da fırıncı piyasaya fazla ekmek vermez. Aslında Fırıncılar rekabeti fiyatla değil kaliteyle yapmalıdır.

Devlet nezdinde önlem ;

Bir de devlet nezdinde alınması gereken önlemler bulunmaktadır. Devlet son olarak bilindiği gibi uçaklarda ve de bazı kara taşımacılığı yapan otobüs firmalarında tavan ve taban fiyat belirledi. Bu uygulamayı da ekmekte “tefe ve tüfe enflasyon” bazında yerine getirilir ise hem haksız rekabet önlenir, hem de bu keşmekeşlik ortadan kalkar.

Ve Pazardaki ekmekler;

Nerede ve hangi şartlarda yapıldığı belli olmayan ve “Köy ekmeği” ya da “Ev ekmeği” başlığı altında Pazar yerleri ve cami önlerinde açıkta seyyar olarak satılan ekmeklerin de satışları ilgili kurum ve kuruluşların denetimi ile engellenmelidir. İnsan sağlığı açısından ekmek son derece önemli bir besindir ve bu besinin sağlıklı ortamlarda imal edilip ve yine sağlıklı ortamlarda satılması gerekmektedir.

 

Ekmek değerinde satıldığı zaman mahallede ki çöp bidonlarında atık ekmek görmeniz imkânsızlaşır. Ancak; Fırıncı rekabete girmişse ve de ekmek fiyatı bu rekabet sırasında yarı yarıya düşmüşse o zaman çöp bidonları ekmekten geçilmez.

Eğer bunları yapamıyorsan, istediğin kadar afiş bastır, istediğin tv kanalın da kamu spotu oynat, istediğin kadar toplantı üzerine toplantı düzenle, istediğin kadar konuş “Kendin söyler, kendin dinlersin.”

Olan da bu memleketin ekmeğine ve sarf edilen parasına olur.

Böylelikle de;

her yıl onlarca okulun,

onlarca hastahanenin,

onlarca duble yolun,

onlarca barajın parası

tabii ki sokağa gider.

Tüm hakları saklıdır @2013 Türkiye Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası